Ortaköy Masaj Salonu-Masöz Esra
Ortaköy Masaj Salonu-Masöz Esra
Ortaköy Masaj Salonu-Masöz Esra Onu selamlıyorum; o ise bana, anlatılamaz bir şekilde hem bir insan hem de bir melek şeklinde reverans yapıyor; derhal hemen hareketsiz duruyor, sanki yerin içine doğru çökmek üzereymiş gibi, ama bakışı göklere çıkabilecek birinin bakışma benziyor. Ona baktığımda düşüncelerim aynı anda hem ağırbaşlı aynı zamanda hırslı oluveriyor. Bunun haricinde bu kız beni en ufak bir şekilde ilgilendirmiyor. Tüm istediğim bu selamlama; daha fazlasını vermek istese de ben istemem. Onun merhabaı beni daha sonra Cordelia’ya bol miktarda aktaracağım bir ruh haline sokuyor.
Onun şöyle veya böyle bizi atlatmış olduğuna bahse girerim. Bir kızın izini sürmek yalnızca komedilerde değil gerçek yaşamda da zordur, insanın on parmağında on göz olması gerekir. Cardea adında , görevi erkekleri aldatmak olan bir orman perisi varmış. Ormanda yaşar, âşıklarım en sık çalılıkların içine çeker, kaybolurmuş. Janus’u da aldatmaya kalkmış, fakat Janus onu aldatmış, çünkü başının peşinde gözleri varmış. Mektuplarım amacına ulaşmada başarılı. Onu erotik yönden olmasa bile zihinsel yönden geliştiriyor. Bunun için ona notlar yazmam gerekir. Erotizm öne çıktıkça notlar kısalmalı. Ama erotik mevzuyu kavramada çok daha kararlı olmalı. Duygusallaşmasını ve yumuşamasını önlemek için ironi duygularını yine sertleştirir ama maksimum değer verdiği besin için iştah da verir.
Ortaköy Masaj Salonu-Masöz Esra
Ortaköy Masaj Salonu-Masöz Esra Notlar, zirveyle ilgili, uzak ve muğlak anıştırmalar içerir. Bu önsezi onun ruhuna iniverdi-ği anda ilişki kopar. Benim direnişim sayesinde bu önsezi onun ruhunda, sanki onun kendi düşüncesiymiş, kendi yüreğinin gösterdiği yönmüş benzer biçimde biçimlenir. Benim istediğim de budur. Hasabanın bir yerinde bir dul hanım ve üç kızından oluşan bir aile yaşar. Hızların ikisi yemek yapmayı öğrenmek için Hraliyet Mutfağına giderler. Bahardır, öğlenden sonra beş sularında misafir odasının kapısı yavaşça açılır, araştırıcı bir bakış odayı gezinir. Piyano başlangıcında oturan genç bir kızdan başka kimse yoktur. Hapı aralıktır, fark edilmeden dinlemek mümkündür. Çalan bir sanatçı değildir, çünkü o vakit kapınm kapatılmış olması gerekirdi.
Gençliğin ve güzelliğin geçiciliğini mevzu edinen bir Isveç melodisi çalmaktadır. Sözler onun gençlik ve güzelliğini alaya alıyor; onun gençlik ve güzelliği de sözleri. Hangisi haklı; kız mı, sözler mi? Tonu öylesine sakin, melankoliktir ki, bu tartışmayı çözecek hakem hüzün sanki. -ama bu hüzün haksız! Bu tür düşüncelerin gençlikle ne ilgisi var, sabahla akşam arkadaş olabilir mi? Tuşlar titrer, piyano gövdesindeki ruhlar şaşkınlığa düşerler ve birbirlerini anlayamazlar- Cordelia’cığım, bu ateş niye? Bu ihtirasın sonu ne? Bir olayın, anımsamamız için, süreın ne kadar ötelerine gitmesi gerekir?
Son yorumlar