Ortaköy Mutlu Son
Ortaköy Mutlu Son
“Sen ne önerirsin?” Moda konusunda Miranda çok kötü deÄŸildi ama onun gözleri aslabir vakit Olivia’nın kiler kadar iyi olmamıştı.Ortaköy Mutlu Son Olivia arkadaşını incelerken başını yana eÄŸdi. “Rengine göre, canlı bir ÅŸeyler giyebilirdin bence, fakat annem hâlâ çok yeni olduÄŸumuzu söylüyor. Ortaköy Mutlu Son Yine de belki…” AyaÄŸa fırladı, yakındaki bir koltuktan badem yeÅŸili bir yastık kaptı ve onu Miranda’nın çenesinin altına tuttu. “Hımm.” “Beni süslemeyi mi düşünüyorsun?”
“Tut ÅŸunu, ” diye emretti Olivia ve bir kaç adım geri attı, sonrasında ayağı bir masanın ayağına takılınca leydilere yaraşır bir edayla, “Ayy!” dedi. “Evet, evet, ” diye mırıldandı, kanepenin koluna tutunarak dengesini saÄŸlamaya çalışırken. “mükemmel.” Miranda başını eÄŸdi. Sonra kaldırdı. “Bu minderi mi giyeceÄŸim?” “Hayır, benim yeÅŸil ipeÄŸimi giyeceksin. O tam bu renk. Bugün Annie’ye söyleriz, getiririz.” “fakat sen ne giyeceksin?” “Herhangi bir ÅŸey, ” dedi Olivia elini sallayarak. “Pembe bir ÅŸeyler. Erkekler pembe için deli olur. Birileri pembenin beni pamuk ÅŸekeri gibi gösterdiÄŸini söylemiÅŸti.” “Sence bu hoÅŸ bir benzetme mi?” dedi Miranda, çünkü kendisinin hoÅŸuna gitmemiÅŸti.
“bu ÅŸekilde düşünmelerine aldırmıyorum, ” diye düzeltti Olivia. “Bu kontrolün bana geçmiÅŸ olmasına yarıyor. Hafife alınmak genellikle yarar saÄŸlıyor fakat sen…” Başını salladı. “Sen daha zarif bir ÅŸeyler giymelisin. Görkemli bir ÅŸey.” Miranda son bir yudum almak için çayını kaldırdı, sonra ayaÄŸa kalktı ve yumuÅŸak pamuklu gmeÅŸhurk elbisesini eliyle düzeltti. “Åžimdi gidip üstümde denemeliyim, ” dedi. “Böylece Annie’nin de düzeltme yapmak için vakti olur.” *** Turner kıvrak parmaklarıyla kravatını baÄŸlarken,
Ortaköy Mutlu Son
aÅŸağılama yeteneÄŸinin kendi organize ettiÄŸinden daha derin ve daha geniÅŸ olduÄŸunu keÅŸfediyordu. Ortaköy Mutlu Son O öğleden sonrasında Miranda’dan o müthiÅŸ notu almış olduÄŸundan beri nalet okuyabileceÄŸi yüzlerce ÅŸey bulmuÅŸtu. ÇoÄŸunlukla da kendini ve ne berbat bir haysiyet anlayışına haiz olduÄŸunu lanetleyip duruyordu. Worthington balosuna katılmak ahmaklığın dik âlâsıydı – yapabileceÄŸi en büyük ahmaklık. Sadece o deliÅŸmen kızın yararına olsa bile, ona verdiÄŸi o kahrolası sözü tutmazlık edemezdi. Kahretsin. Åžu anda ihtiyaç duyduÄŸu son olarak ÅŸey buydu. Yine nota baktı. Kavalyesi olmaması durumunda onunla dans edeceÄŸine söz vermiÅŸti, öyle deÄŸil mi? Pekâlâ, bu sorun olmazdı. Bir tek aralarında ne yapacağını ÅŸaşıracağı kadar çok sayıda kavalyesi olmasını saÄŸlayacaktı. Onu balonun nalet olası yıldızı yapacaktı. Mademki kendisi bu talihsiz partiye katılmak zorundaydı, öyleyse gidip genç dulları inceleyecekti. Böylelikle Miranda onun dikkatini nereye vermeyi düşündüğünı görecek, kendisinin de baÅŸka yerlere bakması gerektiÄŸini fark edecekti.
Son yorumlar